SEVİNDİRMEK VE GÖNÜL ALMAK

Aile reisine düşen görevlerden biri de hanımın hoşuna gidecek işler yapmak, onu sevindirmek, zaman zaman kendisiyle şakalaşmak ve onu rahatlatmaktır. Bu onun sıkıntılarını giderir, öfkesini dindirir, üzüntülerini azaltır, yorgunluğunu alır ve kendisine çalışma zevki verir. Rahmet Peygamberimiz de (s.a.v) böyle yapıyordu. O yüksek derecesine rağmen, ev halkının seviyesine inerek kendileriyle şakalaşıyordu.

Bunu onlar için bir hak görüyordu. Bunun için tevazu gösteriyor, herkese derece ve seviyesine uygun davranıyordu. Aşk budur, edep bunu istiyor, dinimiz de bize bunu emrediyor.

Allah Resulü, yüce Rabb’ine ibadet için hazırlandığı zaman ayrı bir edep, ciddiyet ve teva-zuya bürünürdü. Savaşlarda ashabının önünde ayrı bir heybet içinde endişesiz, korkusuz bir kahramanlık sergilerdi. Evinde hanımları ile birlikte olunca ise neşeli haline döner, tebessüm eder, rahat olur, herkesi rahatlatır, halktan biri gibi sade, sakin ve sıcak olurdu.

Çocuklara karşı davranışı daha başkaydı. Onların diliyle konuşurdu. Çocuklarla arasındaki yaş ve davranış mesafesini rahatça kaldırırdı. Onların gönlüne girmeyi başarırdı. Çocukların elinden tutar gezdirir, kucağına alır öper, omzuna kaldırıp taşırdı. Bazan da diz çöker, onları sırtına alır, elleri ve dizleri üzerinde yürüyerek evin içinde dolaştırırdı. Arada bir de tebessüm ederek, “Bineğiniz ne güzel değil mi?” diyerek gönüllerini okşardı.

Bütün bunlar ondaki yüksek ahlâktan kaynaklanıyordu.

Hak dostları şu ölçüyü tesbit etmişlerdir: Kim yüce Allah’a ne kadar yakınsa, halka da o derece [fakın olur. Yüce Allah’ın haklarını en iyi bilen ve en güzel koruyanlar, halkın haklarını da o derece jüzel korurlar.

Bu bir inceliktir. Sevgi ahlâkıdır. Kalpteki Allah sevgisinin varlıklara yansımasıdır.

Cenâb-ı Hakk’ın âşıkları halkı sevmekten ve onlara hizmetten zevk alırlar. Bir gönül yapmak Kabe’yi yeniden yapmak gibi sevaptır. Hoş edilen gönül, annenin, babanın, hanımın ve yavrunun gönlü olunca sevabı daha çok olur; çünkü birinci hak onlarındır.

Elinde sevgi sermayesi olan kimse, bunu önce en yakınlarına harcamalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v), ‘Yapacağınız bir hayra önce en yakınlarınızdan başlayın” buyurmuştur.

MUHAMMED SAKİ ELHÜSEYNİ

Yazı Aile Saadeti kitabından alınmıştır.

,