Seyyid Muhammed Sâkî Hazretleri’nin (k.s) öncülüğünde, köye gelen kadın misafirlerin mevcut alanlara sığamaması ve barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, tüm yasal prosedürlere uygun biçimde başlatılan Kadın Misafirhanesi inşaatı; bazı çevrelerin yönlendirmesiyle organize edilen ve provokatif amaçlarla hareket eden bir grup tarafından engellenmeye çalışılmıştır. Süreçle ilgili olarak kamuoyunda yanlış ve yanıltıcı bilgilerin dolaşıma sokulduğu, bu durumun ciddi bir dezenformasyona yol açtığı tespit edilmiş olup, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına açıklama yapılması zorunlu hale gelmiştir.
Süreç ve Hukuki Dayanaklar
Gavs-ı Sani Hazretleri’nin (k.s) sağlığında, söz konusu taşınmazın Kadın Dergâhı olarak kullanılması amacıyla inşaatına başlanmış ve yapı belirli bir seviyeye kadar tamamlanmıştır. Bu inşaat, 2019 yılında ilgili kaymakamlık tarafından verilen resmi izin doğrultusunda başlatılmış olup, Gavs-ı Sani Hazretleri (k.s) henüz hayattayken yapılmıştır. Daha sonra yaşanan depremde yapının hasar görmesi üzerine yenileme kararı alınmış; mevcut yapı yıkılarak yeniden inşa sürecine girilmiş ve yapı belli bir seviyeye kadar tekrar inşa edilmiştir.
İnşaat alanının mülkiyeti, Gavs-ı Kasrevi Hazretleri’nin (k.s.) vefat eden evlatlarının yasal mirasçılarına intikal edecek şekilde, altı evladına aittir. Maliklerin ve varislerin çoğunluğunu teşkil eden hisseler Sultan Hazretleri’nin (k.s) uhdesindedir. Zira hayatta olan üç asli malik, haklarını Sultan Hazretleri’ne (k.s) devretmiştir. Ayrıca, vefat eden maliklerin varislerinden Sultan Hazretleri’nin (k.s) uhdesine geçen hisseler de dahil edilince, %50’nin üzerinde bir pay ile hâkim hisse sahibi konumuna gelmektedir. Arazinin fiilî kullanım hakkı ise zilyetlik gereği köy muhtarlığına aittir. Muhtarlık, bu hakkı köy derneği aracılığıyla yürütmektedir. Bugüne kadar söz konusu taşınmazda yapılan tüm inşaatların finansmanı ise ümmetin desteğiyle, şartlı bağışlar yoluyla sağlanmıştır.
Uzlaşma Çabaları
Seyyid Muhammed Sâkî Hazretleri (k.s), kadın misafirlerin barınma ihtiyaçlarının mevcut alanlarla karşılanamaması nedeniyle, daha önce yüklenici firma tarafından tamamlanmamış olan söz konusu inşaatın tamamlanarak ortak kullanıma tahsis edilmesi gerektiğini kardeşlerine bildirmiştir. Bu süreçte diğer kardeşlere, “Dilerseniz katkı sağlayın; çünkü burada herkesin misafirleri kalacak.” ifadeleriyle sürece katılım çağrısında bulunulmuş, ancak kardeşlerden “Ne yaparız ne de yaptırırız.” şeklinde olumsuz bir yanıt alınmıştır.
İnşaatın Başlaması
Sultan Hazretleri (k.s), yukarıda detaylarıyla açıklandığı üzere, kaymakamlık onaylı resmi izin süreci ve malik olduğu hâkim hisseler ile kullanım hakkını elinde bulunduran köy muhtarlığı üzerinden, gerekli tüm yasal şartları yerine getirerek Kadın Misafirhanesi inşaatına başlamıştır.
Kadın misafirlerin barınma ihtiyacı ve mevcut alanların yetersizliği 2023 yılı sonlarında da gündeme gelmiş; inşaat sürecinin uzun zaman alacağı göz önüne alınarak Sultan Hazretleri (k.s) tarafından geçici çözüm olarak prefabrik bir yapı inşa ettirilmek istenmişti. Ancak bu girişim de kardeşler tarafından aynı şekilde engellenmeye çalışılmıştı. Tüm bu engellemelere rağmen söz konusu prefabrik yapı tamamlanmış ve günümüze kadar, daha önce itiraz eden kardeşlerin misafirleri de dâhil olmak üzere, ortak alan olarak kullanılmıştır. Bugün yaşanan sürecin sağlıklı anlaşılabilmesi adına, geçmişte yaşanan bu olaylar ve sonuçları da göz önünde bulundurulmalıdır.
İnşaat Başlangıcından Sonra Yaşananlar
1.Gün yaşananlar
İnşaatın başladığı ilk gün, S. İhsan, beraberindeki 15-20 kişilik grupla inşaat alanına gelerek fiilen müdahalede bulunmuş ve “Ben buraya inşaat yaptırmam.” diyerek çalışmaları hukuksuz bir şekilde durdurmaya çalışmıştır. Sultan Hazretleri’nin mahdumu Seyyid Muhammed Rağıp Elhüseyni inşaat alanına gelerek öncelikle halkı sakinleştirmiş, zorba ekibe ise buranın sıradan bir inşaat olmadığını ve ortak kullanım alanı olacağını hatırlatmıştır. Avukatlarca hukuki çerçevede de izahat yapılmasına rağmen tavrını değiştirmeyen kişiler devletimizin kolluk kuvvetlerince alandan uzaklaştırılmış, inşaat çalışmaları yasal sürecine uygun şekilde devam etmiştir.
2.Gün yaşananlar
İnşaatın ikinci gününde, karşı tarafın avukatı inşaat alanına gelerek, “Biz bu inşaatı yaptırmayacağız, bu inşaatı durdurun.” şeklinde hukuksuz bir talepte bulunmuştur. Kendisine, “Siz bir avukatsınız, o halde kanuni yollara başvurun. Size hukuki yol gösteriyoruz. Gidin kaymakamlığa, mahkemeye başvurun, resmi bir karar getirirseniz zaten inşaat durur. Aksi halde çalışmalara devam edeceğiz.” denilerek gerekli açıklama yapılmıştır.
Bu görüşme sırasında resmi dayanaklar, mülkiyet ve zilyetlikten doğan haklar açık ve net bir şekilde tekrar izah edilmiş; “Anladınız mı?” diye sorulduğunda ise “Anladım, ama biz yine de burayı yaptırmayız. Biz her şekilde bu inşaatı engelleriz.” ifadelerini kullanarak tehditkâr ve hukuk dışı bir tutum sergilemiştir. Tüm bu diyaloglar, devletimizin kolluk kuvvetlerinin nezaretinde gerçekleşmiştir. Bir süre sonra söz konusu kişiler inşaat alanından ayrılmış, çalışmalar ise yasal prosedürlere uygun şekilde devam etmiştir.
3.Gün yaşananlar
3 Mayıs Cumartesi günü, Sultan Hazretleri (k.s) cami inşaatı avlusunda otururken, adap ve teamülleri hiçe sayan bir grup zorba aniden içeriye girdi. “Kim bunlar?” diye sorulduğunda, aralarında bazı köylülerin de bulunduğu bu grubun “S. İhsan’ın adamları” olduğu ifade edilmiştir. Söz konusu grup, kadın misafirhanesi inşaatına giden geçişin yalnızca bu alandan sağlanabiliyor oluşunu kullanarak inşaat sahasına ulaşmak ve engellemek amacıyla bu girişimde bulunmuştur.
Olay yerine intikal eden Jandarma Komutanı, “Siz kimsiniz, burada ne yapıyorsunuz?” diye sorduğunda, grup açıkça “Biz bu inşaatı engellemeye geldik.” yanıtını vermiştir. Emir-komuta zinciriyle hareket eden ve bazı köylülerin de içerisine dahil olduğu bu grubun, çeşitli illerden sırf provokasyon amacıyla getirilip yönlendirildiği anlaşılmıştır. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan “Biz bu inşaatı yaptırmayız.” söylemleri üzerine devletimizin kolluk kuvvetleri gerekli müdahaleyi yaparak grubu alandan uzaklaştırmıştır.
Bu süreçte Seyyid Muhammed Rağıp Elhüseyni, “Kavga istemiyoruz.” söylemiyle halkı sükûnete davet etmiş ve bu sayede büyük bir provokasyonun önüne geçilmiştir.
Alandan uzaklaştırılan grup, Jandarma Karakol Komutanı ve diğer kolluk kuvvetlerine karşı hakaret ve fiziki mukavemet göstermiştir. Bu kişiler, adeta organize bir şekilde provokasyon amacıyla alana gelmiş; sofilerin kalabalık olduğu bir zamanı seçerek olay çıkarıp darp edilmek ve ardından süreci yargıya taşıyarak inşaatı durdurmak niyetindeydiler. Amaçları, kendilerini mazlum gibi gösterip süreci sabote etmekti. Ancak bu senaryo planladıkları şekilde işlememiştir. İstediklerini elde edemeyen grup, bu kez kendilerince şikâyetçi olmak üzere savcılığa başvurmuştur. Fakat savcılık, memura mukavemet, talimata itaatsizlik ve haksız şekilde inşaatı engellemeye teşebbüs gerekçeleriyle haklarında gözaltı kararı vermiştir. Böylelikle organize provokasyon girişimi başarısızlıkla sonuçlanmış, inşaat faaliyetleri ise herhangi bir kesintiye uğramadan yasal çerçevede devam etmiştir.
Seyyid Muhammed Saki Hazretleri (k.s), ilk günden itibaren, yaşanan tüm zulüm, baskı ve usulsüzlükler karşısında, gönüllülerine sadece meşru zeminde mücadeleyi tavsiye etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla arz olunur.