Gavsı Sani Seyyid Abdülbaki hazretleri buyuruyor:
Ben, bir bayram öncesi bizim köyün hocası ile elbise diktirmeye Bitlis’e gittim. Bir dükkânda bekliyorduk, oranın meşhur bir hocası geldi. Bizim hocaya, ‘Merhaba nasılsın, iyi misin?’ diye sordu, hocam da, ‘İyiyiz, Allah razı olsun’ dedi. O hoca, beni gösterip, ‘Bu kimdir?’ diye sordu. Hocam da, ‘Şeyh Abdülhakim’in oğludur’ dedi. O hoca bana dönerek, ‘Genç, Allah babandan razı olsun, bütün şeytanlar Kasrik’te toplanmış’ dedi.
Bu söze çok canım sıkıldı, bu ne demek yani dedim, rengim attı. Benim halimin değiştiğini görünce, hoca, ‘Sözüm zoruna mı gitti?’ diye sordu. Ben de, ‘Tabii ki zoruma gitti’ dedim, O zaman hoca, ‘Haşa ben kötü mânada söylemedim, Allah’ın rahmeti, sâdâtın tasarrufatı olduğu yerlerde şeytanlar çok olur, orayı sürekli karıştırmakla meşgul olur. Kasrik de Allah’ın rahmetinin bol indiği, insanların terbiye edildiği bir yerdir; böyle olduğu için şeytanlar oraya gelenlerin yollarını kesmek, kalplerini çelmek için çok çırpınırlar’ dedi.
Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni hazretleri buyuruyor:
Tabii ki mikrop varsa bertaraf edecek anti mikrop da var, zehir varsa anti zehir de var, tıpta da bu biliniyor. Bir yerde insanlar Kur’an’a, Sünnet’e, âdâba sarıldığı zaman şeytan zelil olur, büyük zincirlerle bağlanır. Ancak Kur’an, Sünnet ve âdap konusunda bir eksiklik olursa, şeytan gelir, insanları kendine bağlar ve ondan sonra çeker başka yere götürür.
Kaynak: Hayat Dengemiz